Yönetmen Abdulhamit Güler, 15-20 kişilik bir grupla “online sinema eğitimi’ne başlamayı hedeflediklerini, katılımcı sayısının artması nedeniyle yeni bir grup oluşturulacağını belirterek, “İkinci grup başvurular 10 Ocak’a kadar devam ediyor, eğitim de hemen sonrasında 15 Ocak’ta başlayacak. Eğitimler 12 hafta boyunca devam edecek, haftada bir gün mesai sonrası akşam vakitlerinde yapacağız.” dedi.
Sinema alanında verdiği eğitimlerle tanınan ve son olarak gençlere yönelik “Online Sinema Eğitimi” adıyla çevrim içi atölyeler düzenleyen sinema yazarı ve yönetmen Güler, AA muhabirine güncel çalışmalarını anlattı.
İstanbul’da üniversite öğrencilerine yönelik atölye başlatmak için bir vakıf bünyesinde başlayan çalışmaların kısa zamanda büyük ilgi gördüğünü anlatan Güler, “Duyuruya çıktık yine teveccüh oldu, kontenjan doldu. Mülakatla eleme yapılacaktı sonra yeni kısıtlamalar ortaya çıkınca ertelendi. Salgın sürecinin başından beri yeterince önem verilmediğini düşündüğüm İstanbul dışında sinema meraklısı olan, sinemaya ilgi duyanlara ulaşma noktasında bir derdim vardı. Sosyal medyadan bir paylaşım yaptım. Çok sayıda geri dönüş olunca bunu bir eğitime çevirelim istedik.” şeklinde konuştu.
Başlangıçta 15-20 kişilik bir grupla eğitim sürecine başlamayı hedeflediklerini, başvuruların ardından önce katılımcı sayısının arttığını ve 20 Aralık’ta ilk dersi yaptıklarını dile getiren Güler, “İkinci grup başvurular 10 Ocak’a kadar devam ediyor, eğitim de hemen sonrasında 15 Ocak’ta başlayacak. Eğitimler 12 hafta boyunca devam edecek, haftada bir gün mesai sonrası akşam vakitlerinde yapacağız.” bilgisini paylaştı.
Salgının ilk zamanlarında eğitim alan öğrencilerinin evlerinde cep telefonlarıyla çekimler yaptıklarını ve bu görüntüleri yine evlerde gerçekleştirilen post prodüksiyonun ardından kısa film olarak yayınladıklarını anlatan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şunun altını çizmek isterim, öncelikle bu sinemaya giriş eğitimi. Elbette sinema dediğimiz kolektif bir iş ve uygulama aşaması çok önemli. Bir arada yüz yüze, film çekme, set kurma meselesi çok önemli. Mesafe ve çevrim içi dediğimiz şartlar olunca bu iş biraz değişiyor. O yüzden online sinemaya giriş eğitimi dedik. Giriş eğitimi olmasına rağmen yine de ben üretim taraftarıyım. Her eğitimde, atölye diyorsak adına zaten uygulaması ve üretimi olması gerekir. Online yani çevrim içi olması durumunda dahi bunun yapılabileceğini düşünüyorum ki bu salgının başından itibaren bu son bir yıllık süreçte daha önceki iki atölyemizde bunu yaptık.”
“Online Sinema Eğitimi”nin çevrim içi ilk dersinde, eğitim sonunda uygulama yapılması yönünde bir talep oluştuğunu aktaran Güler, eğitime yurt dışından Almanya’dan, yurt içinden de Urfa, Amasya ve Ankara’nın arasında bulunduğu pek çok şehirden katılan öğrencilerle son dersi İstanbul’da biraraya gelerek bir kısa film çekerek gerçekleştirmek istediklerini söyledi.
“Sinemanın farklı alanlarına yönelik çevrim içi eğitimler planlıyoruz”
Organizasyonun kurumsallaşıp geniş çaplı bir eğitim mecrasına dönüşmesi için sinema sektöründen isimlerle görüşmelerinin sürdüğü bilgisini veren Abdulhamit Güler, şunları kaydetti:
“Yakın dönemde sinemanın farklı alanlarına yönelik yine çevrim içi tabanlı kısa ve uzun vadeli çeşitli eğitimler ya da organizasyonlar yapmayı planlıyoruz. Onu da yakın zamanda duyururuz diye düşünüyorum. ‘Online Sinema Eğitimi’nin sosyal medya hesaplarını aktif kullanıyoruz ve her gelişmeyi oradan duyuruyoruz. Arzu edenler, katılmayı düşünenler takip ederek bize ulaşabilirler.
Sinema eğitiminin zaten sinema geçmişi olan, bu işin okulunu okuyan kişilerle yapılacağı düşünülüyor. Halbuki öyle bir ön kabulümüz yok. Tek şartımız başvuran kişinin ‘Neden sinema’ sorusuna verilecek bir cevabı olması. Yaş gruplarına mesleki ve şahsi donanıma, muktesebata göre bu cevaplar değişiyor. ‘Sinema benim için nefes almak gibi bir şey, başka bir şey söyleyemem’ diyen de var; ‘İnsanlara bir şey anlatmak istiyorum, sinema da güncel olan en etkili araçlardan biri, sinemayı bu maksatla kullanabileceğimi düşünüyorum’ diyenler de. Bu cevaplar mülakat ve eleme niteliği taşıyor. Bir derdi olan ve o derdini insanlara ulaştırmak isteyen, söz söylemek isteyenler bir şekilde birbirini buluyorlar. Özellikle İstanbul dışındaki sinema meraklılarına sinema yapmayı planlayanlara, düşünenlere, yetenek sahiplerine ulaşmak gerekiyor. Bunun yapılması gerektiğini düşünüyorum.”
“Gençler kendilerini ifade etme arayışı içerisinde”
Yönetmen Güler, gençlerin sinemaya ilgisinin son dönemde özellikle dijital platformların ve YouTube gibi video paylaşım sitelerinin yaygınlaşmasıyla arttığını belirterek, “Cep telefonlarının artık neredeyse kamera niteliğinde kullanılabilir hale gelmesiyle gençler hem fiili ve işlevsel olarak hem de uygulama bakımından sinemayı mümkün görüyorlar.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin dünyadaki gelişmelerle birlikte toplum olarak değiştiğini dile getiren Güler, “Ekonomik, politik ve sosyokültürel olarak değişen memlekette elbette insanımız, gencimiz de değişiyor. Gençler artık kendilerini zamanın ruhunun da getirdiği bir gösterge olarak daha çok ifade etme derdinde. İfade etme aracı olarak da sinemayı görüyorlar, bunun arayışı içerisindeler. Bu meseleyi önemsiyorum. Gençler gerçekten sinemayla alakalı ya da kendilerini ifade etme noktasında arayıştalar. Mesela 7-12 yaş arası gençlerin kendini ifade etme noktasında YouTube çok önemli bir mecra artık. Henüz 6-7 yaşında ‘Ben kanal kuracağım, video çekeceğim oraya atacağım’ diyor. Neden? Çünkü bir şey anlatmak istiyor. Diğer taraftan tabii ki iltifat, ilgi görmek istiyor. Video ve kurgunu atasının sinema olduğunu düşündüğümüzde birbiriyle bağlantılı meseleler bunlar ve bu tabii sinemanın dilini de değiştiriyor, gençleştiriyor. Bu yüzden gençlerin alakası gittikçe artıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Sinemaya ilgisi olan gençlerin doğru yönlendirmeye de ihtiyaç duyduğunun altını çizen Güler, sinema atölyelerinin bilgi aktarmanın yanı sıra katılımcılarına bir bakış açısı ve duruş vermesi gerektiğini dile getirdi.
İlk derste “Sinema nedir?” sorusundan yola çıkarak sinema tarihinden bahsettiklerini, müfredatta senaryoya da önemli bir yer ayırdıklarını anlatan Güler, şunları kaydetti:
“Sinematografi önemli, çevrim içi uzaktan yapmak zor olsa da mümkün olduğu kadar sinematografi yani kamera dili ve ışık meselesini önemsiyoruz. Herkes kendi kısa filmini yapmak istiyor. ‘Yönetmen kimdir, ne iş yapar?’ sorusuna cevap ararken bu duruş meselesinden de bahsediyoruz. ‘Yönetmenin duruşu. Nedir? Ne olmalıdır?’ meseleleri. Film okumaları yaparken de bu mevzudan mutlaka bahsediyoruz. Konunun sadece sinemadan ibaret olmadığının altını çiziyoruz. Kameranın durduğu yerin yönetmenin hayatta tutturduğu yerle, bakış açısıyla dünya görüşüyle ve izleyiciye vermek istediği şeyle alakalı olduğundan başlayarak, film dilinin her unsurunun da bununla bağlantılı olduğunu anlatmaya ve buna dair görüş alışverişinde bulunmaya çalışıyoruz.”
“Sinemaya ilgi duyanlar ilgi duymakla kalmasın”
Sinemaya ilgi duyan gençlere tavsiyede bulunan Güler, “Öncelikle sinemaya ilgi duyanlar ilgi duymakla kalmasınlar. Film yapmak isteyen film yapsın.” dedi.
Herkesin istediği zaman ideal filmi yapmasının mümkün olmayabileceğini belirten Güler, “Film yapmak böyle bir şeydir, yapa ede, yapa boza öğrenilecek. Daha da önemlisi filmi yapacak kişinin yapa boza yapa boza kendini tanıyacağı bir süreçtir. Senaryo aşaması, çekim aşaması, yapım aşaması için geçerli. O yüzden film yapmak isteyen kişilerin beklemeyip film yapması lazım.” şeklinde konuştu.
Teknik imkansızlıkların film yapmaya engel olmadığını, kimsenin bu bahaneye sığınmaması gerektiğini vurgulayan Güler, şunları söyledi:
“Özellikle yönetmen ve senarist için konuşacak olursak donanım gerekiyor. Bunun için de sinema hayata yansıtılmalı, hayat sinemaya yansıtılmalı. Sinemacılar kendini geliştirmeli, okumalı, daha da önemlisi insanlarla bir araya gelmeli, farklı ortamlarda bulunmalı, gözlemlemeli, insanları yaşamalı, bunu hissetmeli. Her ortamın uzmanı olmak diye bir şey yok, gözlemden bahsediyoruz. Yani bir sinemacı, bir yönetmen, bir filminde illa da hüküm belirtecek diye bir şey yok. Gözleminden, sorusundan ve meramından da bahsedebilir.
İkinci olarak sinemayı hayatlarına mutlaka geçirmeleri gerekiyor. Üçüncü olarak da film çekmek için ideal zaman, ideal insan beklenmeli diyenler var. Öyle bir şey yok. Yani kimin ne zaman ideal olacağını kimse bilemez. Olgunlaşma basamakları elbette var ama kimin ne zaman olgunlaşacağını bilemeyiz. Kimisi yirmi yaşında olgunlaşır, kimisi elli yaşında hala toydur, hamdır. Dolayısıyla film çekmek için belli bir yaşı beklemek, birilerinden icazet almayı beklemek gerekmiyor.”
“Türkiye’nin dört bir yanında yetenek avcısı ekipler kurulmalı”
Sinemada kamu desteğinin normal olduğunu ifade eden Güler, Türkiye’nin her yerinde yetenek avcısı ekiplerin kurulmasını gerektiğine vurgu yaparak, “Film çekme işini kolaylaştıracak diğer mecraların da üzerine düşeni yapması gerekiyor. Dünyanın hiçbir yerinde tarihin hiçbir zamanında sinema dediğimiz şey devlet desteği ya da burjuva desteği olmadan var olamamıştır. Türkiye’de evet devlet desteği ve imkanları son yıllarda arttı ama daha fazla olması, film çekiminin kolaylaştırılması gerekiyor.
Daha da önemlisi yetenekli gençlerin bulunup onlara imkan verilmesi gerekiyor. Futbolcu aramak için nasıl ki yetenek avcısı ekipler kuruluyor, Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyorlar; ben olsam 10 tane 5’er kişiden oluşan böyle bir ekip kurardım. Devlet ya da burjuva kim yapıyorsa bunu Türkiye’nin her tarafını dolaşıp, her yerde bir ay kalıp yoğunlaştırılmış atölye, uygulama ve dersler yapar ama onları İstanbul’a getirmezdim. Bulundukları yerde film çekmelerini sağlardım bir şekilde. Buna imkan da sağlardım. Diğer taraftan dijital platformlar çok önemli. Kısa filmle ilgili özellikle sinemayla ilgili dijital platformların çoğalması, bu dijital platformlara içerik üretmek için gençlerin teşvik edilmesi, imkan sağlanması gerekiyor. Bunların yapılması gerekli, zaruri çünkü sadece dün, bugün değil, artık yarınımız dijital. Bunun için geç kalmadan adım atılması gerekiyor.” açıklamasını paylaştı.
Online Sinema Eğitimi
Sosyal medya hesapları “https://twitter.com/onlinesinemaegt” üzerinden duyurusu yapılan “Abdulhamit Güler ile Sinemaya Giriş” dersleri, 20 Aralık’ta eğitime başladı.
“Senaryo nedir?”, “Karakter kimdir?” ve “Hikaye nerede?” sorularına cevap arayan eğitimlere katılmak için özgeçmiş ile birlikte katılımcıların “Neden sinema?” sorusuna cevap veren bir açıklama metni kaleme alması isteniyor.
Yönetmenlik, senaryo, kurgu, sinematografi, film okuması ve sinema tarihi derslerinin verildiği online sinema atölyesinin ikinci grubu için 10 Ocak’a kadar başvuru yapılabiliyor.
Kaynak: Haber7